Şirketler kendileri için her daim külfet olarak gördükleri ve daha çok satışa kanalize olmak cirolarını arttırmaya yönelik faaliyetler içine girmeyi arzuladıklarından lojistik faaliyetleri uzman şirketlere devretmek isterler. Bu durum 3. parti (3PL) lojistiğini doğurmuştur.
Burada,
1. parti; Üretici, imalatçı, gönderici, toptancı vs. malın ve/veya hizmetin üreticisidir.
2. parti; Birinci partinin doğrudan müşterisi veya akışa göre tedarikçisi olan işletmedir.
3. parti; Dolayısıyla bu iki taraf arasındaki mal ve hizmet akışına giren şirkettir.
Kısaca; halihazırda şirket bünyesindeki lojistik aktivitelerini kendi gerçekleştiren bir firmanın, bu işi, 3. bir şirkete devretmesidir.
Bu bağlamda şirketler bu işleri, uluslararası nakliye, depolama, stok, paketleme, etiketleme, katma değerli işlemler; sevkıyat, dağıtım, kargo vb. işlerinde bu alanda uzmanlaşmış ve gerekli tesis, ekipman ve personele sahip şirketlere devretmektedirler.
Özellikle kendi bünyelerinde depo bulundurmayan firmalar bu işleri bir lojistik şirketine devrederek satışa daha çok kanalize olur ve cirolarına katkı sağlarlar.
Kendi depolarında 4-5 kişi ile yapabildikleri işi, profesyonel olarak yapan lojistik şirketleri 1-2 kişi olarak yapabilmektedir. Bunlar da firmaların maliyetlerini ciddi anlamda kısmalarını sağlamakta, gider kalemlerini düşürmektedir.
Ne düşünüyorsun / sanıyorsun?